ana_sayfa
FAALİYETLER
Yazılı Soru Önergeleri
Genel Kurul Soruları
Kanun Teklifleri
Sözlü Soru Önergeleri
Makalelerim
Genel Kurul Konuşmaları
Yazılı S.Ö.(Cevaplanan)
Meclis Araştırma Önergeleri
Genel Kurul Konumalar > 524 sıra sayılı Dışişleri Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı'nın 24'üncü maddesi üzerinde vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında konuşması
07.07.2010
524 sıra sayılı Dışişleri Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı'nın 24'üncü maddesi üzerinde vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında konuşması

YILMAZ TANKUT (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 524 sıra sayılı Dışişleri Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı'nın 24'üncü maddesi üzerinde vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında söz almış bulunu-yorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, maalesef Adalet ve Kalkınma Partisinin tek başına iktidarında geçen sekiz yıllık zaman dilimi Türkiye için, ülkemiz için boşa harcanan, heba edilen ve telafisinin mümkün olmadığı pek çok hadise ve olayların meydana geldiği yıllar ve zaman olmuştur. Her alanda olduğu gibi bugün dış politikada da ve diğer ülkelerle olan münasebetlerimizde de her geçen gün kan kaybetmeye devam etmekteyiz.

Bugün, bize göre, ne yazık ki Türkiye'nin çıkarlarından ziyade kendi siyasi saltanatlarını devam ettirmekten başka hiçbir düşüncesi olmayan bir yönetim anlayışı ile karşı karşıya bulunmaktayız. Sayın Davutoğlu'nun, Dışişleri Bakanlığına gelir gelmez "sıfır sorun" adı altında komşularımız ve diğer ülkelerle tanımladığı dış politika anlayışımız esasen içi boş bir slogan olmadan öteye gidememiş ve milletimizi oyalama sanatından başka hiçbir anlam da ifade etmemiştir.

Bugün maalesef henüz hafızalarımızdan silinmeyen ve içimizi kan ağlatan İsrail'in alçakça katlettiği vatandaşlarımızın kanları henüz orta yerde durmakta olup bu konuda "sıfır sorun" anlayışı altında hiçbir mesafe de alınamamıştır.

Öte yandan Kuzey Irak'ta askerlerimizin başına geçirilen çuvalın zilletinden Türk milleti hâlen kurtarılamamış ve Musul'da alçakça şehit edilen 5 güvenlik görevlimizin kanları hâlen yerde kalmıştır. Yani değerli arkadaşlar, bugün Sayın Başbakan ve Sayın Bakanın söylemlerinin aksine haysiyet-li ve şahsiyetli bir dış politika yerine "sıfır sorun" adı altında Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve aziz milletimizin kimliği ve haysiyeti AKP'nin dış politika anlayışına kurban edilmektedir.

Sayın milletvekilleri, netice olarak bugün Türkiye'de ülkenin millî çıkarlarını ve köklü dış politika geleneklerini, devlet geleneklerini kendi siyasi saltanatlarını devam ettirebilmek için sermaye yaparak harcamaktan çekinmeyen bir zihniyet işbaşındadır ve maalesef bu zihniyetin en üst ve yetkili noktalarında bulunan Sayın Başbakan ve bakanlarının içeride ve dışarıda nafile gayretlerle çizmeye çalıştığı sahte ve pembe Türkiye tablosunun aksine, yaşayan ve yaşanan gerçek Türkiye'nin gece ve gündüz kadar farklı olduğu herkesin ve bütün milletimizin malumudur.

Diğer taraftan bugün AKP Hükûmetinin uygulayageldiği ve yıllardan beri de yalnızlığa ittiği Kıbrıs politikası çökmüş ve çok önemli hatalar yapılmış, Kıbrıs, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti âdeta kendi kaderine terk edilmiştir.

Türkiye üzerindeki yeni emperyalist haritalar bugün açıkça çizilmekte ve bu haritalar artık ya-bancıların resmî organlarında da yayınlanmaktadır ve ne acıdır ki Türk Dışişleri bütün bu olanları "sı-fır sorun" adı altında sessizce seyretmektedir.

Yine Sayın Bakanın gizlice görüştüğü İsrail'in küstahlıklarına devam ederek âdeta meydan o-kurcasına özür dilemeyeceğini açıklaması da AKP'nin çok önemli dış politika başarısı olarak tarihteki yerini alacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sonuç olarak, biz -daha önce konuşan arkadaşlarımızın da ifade ettikleri gibi- Dışişleri Bakanlığının teşkilat yapısı ve görevleriyle ilgili bu tasarıya karşı de-ğiliz ancak Adalet ve Kalkınma Partisinin bu zamana kadar ortaya koyduğu teslimiyetçi dış politika anlayışına da elbette ki Milliyetçi Hareket Partisi olarak sonuna kadar karşıyız çünkü bize göre, popülist ve sığ bir siyaset anlayışının temsilcisi konumunda bulunan AKP İktidarının hem içeride hem de dışarıda ortaya koyduğu icraatlar ve yaşanan gelişmelere bakıldığında, artık bu saatten itibaren AKP Hükûmetinin Türk milletinin menfaatine, Türk devletinin bekasına ve toplumumuzun huzur ve refahına ilişkin hiçbir hayırlı ve faydalı hizmetinin olamayacağı yaşanan gelişmelerle sabit hâle gelmiştir. Ancak, her şeye rağmen, Dışişleri Bakanlığının teşkilat yapısıyla ilgili bu yasa tasarısı çerçevesinde de Sayın Bakana Dışişleri merkez memurlarının önemli bir sıkıntısını da buradan hatırlatmak ve onların bu sıkıntılarının giderilmesi lazım geldiğini de bu kürsüden bildirmek istiyorum. Sayın Bakan, Bakanlığınızın merkez teşkilatında görev yapan memurların maaşlarının diğer kurumlarda çalışan memurlarla kıyaslandığında çok düşük seviyede kaldığı ifade edilmektedir. Örneğin, Bakanlığınızın merkez memurlarının ortalama maaşlarının 1.250 TL olduğu, bu durumun ise diğer kurum memurlarının maaşlarından 500 TL daha az olduğu belirtilmektedir.

Şimdi, sormak istiyorum: Bu doğru mudur?

Böyle bir adaletsizlik gerçekten mevcut mudur? Şayet doğru ise merkezde çalışan bu memurlarınıza büyük bir haksızlık yapılmış olunmamakta mıdır diyorum ve son olarak, dün de soru-cevap kısmında sormuş olduğum bir soruyu yeniden buradan Sayın Bakanın çok net bir şekilde cevaplaması istemiyle yenilemek istiyorum.

Sayın Bakan, Irak'ın kuzeyinde oluşturulan bölgesel yönetimin aşiret reisi olan Mesut Barzani'nin kırmızı halılarla karşılanması esnasında kendisine Kak Mesut yani "Mesut Abi" şeklinde bir hitabınız olmuş mudur? Olmuş ise bu hitap tarzına neden ihtiyaç duydunuz? Bu hitap bir diplomasi geleneğinden mi yoksa farklı bir yakınlık ve kardeşliğin gereğinden mi yapılmıştır?

Bugün yine bazı basın organlarına yansıyan ve Barzani'nin Öcalan'ın özel mektubunu da bu ziyaret esnasında getirdiği haberlerine de ne diyorsunuz, diyorum; bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

,